15 Aralık 2007 Cumartesi

Artvin Yöresel Oyunları

Artvin yöresi halk oyunları çok zengin ve çeşitlidir. Oyunlar genellikle horon yada bar şeklindedir.
Yörede oyunlar:Atabarı - Kobak - Düz horon - Vazlıya horonu - Ahçik - Sertbasba - Öndört - Deli horon( Şavsat ve Artvin de ayrı ayrı oynanır.) Mendobarı - Ağırbar - Coşkun Çoruh - Daldalan - Arhavi canlısı - Sol ayak - Murgul masması - Birget - Sarı çiçek - Teşi - Açara ( Orta Batum ) - Karabağ - Atom - Hemşin - Hancer Barı - Uzan Dere - Cilvenoy - Konçari.
Artvin, dik yamaçlı dağlarla çevrili, derin vadilerce uzanan, topraklarının büyük bir kısmının ormanlarla çevrili olduğu bir yöredir. Artvin'de doğa ile girişilen mücadele her zaman için zor olmuştur. Yöre insanı mücadeleci, çalışkan, içten bir karakter taşır. Bununla birlikte Artvin, stratejik konumu itibarı ile de kültür sirkülasyonunun yaşandığı bir ildir. Artvin Halk Oyunları, Karadeniz - Kafkas ve Doğu Anadolu'ya has özelliklerin harmanlanmış olduğu bir estetiğe sahiptir.
Artvin yöresel oyunları kendi içinde; sadece erkeklerin oynadığı sadece kadınların oynadığı ve hem erkek hem de kadınların oynadığı oyunlar olarak sınıflandırılabilir. Ezgi ve figür bakımından en zengin yöremizdir.
1936'da İstanbul'da yapılan Balkan Festivali'ne Artvin ekibi de katılmıştır. 2 Eylül gecesi Beylerbeyi Sarayı'nda Atatürk'ün huzurunda gösteri yapan Artvin ekibi, Artvin Barı'nı oynarken, Atatürk de oyuna iştirak etmiş ve sonuna kadar oynamıştır. Bu hatıra üzerine Artvin halkı da oyunun ismini ATABARI olarak değiştirmiştir. Oyunun sözleri de artık "...Atamızdan yadigâr bizde Atabarı var..." şeklinde söylenmektedir.
Çalgı olarak akordion, davul-zuma, tulum, kemençe, mey ve def kullanılmaktadır. Başlıca oyunlar ise; Sarıçiçek, Deli Horon, Düz Horon, Hemşin Horonu, Coşkun Çoruh, Karabağ, Uzundere, Kobak, Cilveloy, Atom ve Atabarı'dır. Yöremiz ili bilindiği gibi Artvin dir.Ve ilçemiz de uzun zamandır Artvin yöresi oyunları kurum ve kuruluşlar tarafından sıkça oynatılmaktadır.Çünkü ekiplerimizin yarışmalara katılmaları, ancak bir milli oyun sıfatını almış yöre oyunları oynamalarına bağlıdır.Yani bir anlamda da bu oyunları oynamaya mecbur bırakılmaktadır.Çünkü kendi yöresel oyunumuz milli oyun sıfatında değildir, yani gerekli yerlerden tescilden geçmemiştir.Ve böyle olunca da kendi oyunlarımızı zaman la unutup köreltme noktasına getirmişizdir.
Kısaca bizim üstümüze düşen,oyunlarımızı belli noktaya getirebilmek için, belli başlı araştırmalar yapıp kendi oyunlarımızı ve kendi müziğimizi bulmak ve bunları en iyi şekle getirip yaşatmaktır.Yöremizde her şeye rağmen azda olsa unutulmayıp hala köylerimizdeki düğünlerde oynanmakta olan oyunlarımız ne iyi ki akıllarda kalmayı başarmış.Fakat bir çok oyunumuz öylesine terk edilip atılmış ki, insanın kendi yarattığı oyunları ileri ki nesillere taşıyamaması o yöre halkının tüm özelliklerini yitirmesine yol açmaktadır.Öyle ki yıllarca ne karakteriyle nede müziği ile bizimle hiçbir ortak özelliği olmayan, Artvin oyunları oynanmıştır ve oynanırken de kendi esas oyunlarımızı esas kültürümüzü ve müziğimizi kaybeden bizler olmuşuzdur.Fakat bu kitapta yapılan araştırmaların devamı geldiği taktirde yeni nesiller tarafından sevilerek ve beğenilecek olması ve bunun sonucunda da insanlarımızın belli bir aradan sonra tekrar kendi oyun ve müzikleri ile tanışmaları yöre kültürüne çok büyük katkısı olacaktır

3 yorum:

Rüdiger dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Rüdiger dedi ki...

Ama da cok yazma hatalari var bu halk oyunlari isimlerinde:
Cilveloy
Acara
Vazriya Düz Horunu
Uzundere
Murgul Basmasi
Koceri.
Makalede sayilan oyunlardan baska Artvin'de bir süre oyun daha var; isimleri kismen Gürcüce olduklarindan genelinde pek taninmis degiller.
Artvin sahilindeki Lazlarin da bir takim halk oyunlari var. Cogunlugu burada verilmemis.

Rüdiger Benninghaus
Köln/ Almanya

Adsız dedi ki...

Değerli blog yöneticisi bloğunuzun Lazer merkezleri olarak uzun süredir takipçisiyiz. Güzel ve dikkatçekici bilgiler veriyorsunuz. Başarılarınızın devamını dileriz.