25 Aralık 2007 Salı

Çoruh Boylarında Kurulan Yeni Sancaklar

  • Ardanuç Sancağı
  • Pert-Ekrek Sancağı
  • Livane Sancağı
  • Şavşat Sancağı
  • Maçakhel Sancağı
  • Acara Sancağı
  • Tavuskar Sancağı
  • Batum Sancağı

Artvin ve Çevresindeki İlk Medeniyetler

  • Hurriler
  • Urartular
  • Kimmerler ve Kimmer Akınları
  • Sakalar / İskitler
  • Taoklar
  • Arsaklılar
  • Arsaklılar'da Hıristiyanlığın Yayılması

Artvin Ve Çevresindeki Eski Yerleşme Yerleri

  • Ardanuç'un Acı elma Tepesi eteğindeki ''Arekler'' harabeleri
  • Ardanuç Kurdevan Dağı'nın batı yamacanda ''Sulğan'' harabeleri
  • Şavşat Yavuzköy'ün güneydoğusunda ormanlık alan içinde ''komta'' harabeleri
  • Yusufeli Kılıçkaya Kalesi çevresinde ve bir kısmı ormanlık alan içinde kalan ''Ağbaş'' harabeleri
  • Artvin'in Okumuşlar Köyü'nün önünde ''Şad-Berda/Şarbed'' harabeleri

17 Aralık 2007 Pazartesi

Artvin Fotoğraf Galerisi






















Yusufeli

Yusufeli 'nin aslinda merkez ilçe olarak pek uzunca bir tarihi yok çünkü ilçe merkezi 1950 yilinda bu günkü yerine tasinmistir.Ilçe merkezi daha önceleri Ögdem köyü ve Ersis köyleri arasinda defalarca degismisti.Bunun nedeni ozamanlar simdiki ilçe merkezi pirinç tarlalariyla doluydu ve bölgede pek kimse ikamet etmiyordu.Ögdem köyünün diger köylere esit uzaklikta kalmasi ilçe merkezi olmasinda önemli bir faktördür.Daha sonra çikan Osmanli-Rus savaslari yillarinda ilçe merkezinin Erzuruma baglanmasi nedeniyle ilçe Ersis'e tasinmis savaslardan sonra yine Ögdem'e nakledilmistir.Osmanlı hakimiyeti ile beraber bugünkü Yusufeli ve Artvin'i içine alan bölgede kurulan Livane Sancağı nedeniyle Yusufeli Livane adıyla anılmaya başlandı.Daha sonra Yusufeli'nde Kiskim ve Peterek sancakları kurulunca Yusufeli için Kiskim ve Peterek adları kullanılmıştır.Kiskim Sancağı Yusufeli ilçesi adının Kiskim olarak belirlenmesini sağlamıştır.1879 da kurulan ilçeye Kiskim adı verilmiştir ve 1912 yılına kadar Yusufeli'inin resmi adı Kiskim olmuştur. Kiskim adı ile Ankaranın Keskin ilçesi arasında ki isim benzerliği dolayısıyla içişleri bakanlığının girişimiyle ilçeye yeni bir isism aranmaya başlanır.Bunun üzerine zamanın kaymakamı Necati Bey ilçe idare kurulunu toplayarak ilçeye yeni bir isim bulunması konusunu tartışmaya açar.Tartışmalar sürerken kaymakam odasının duvarında asılı duran devrin padişahı V.Mehmet(Reşat) veliahtı Yusuf İzzettin Efendi'nin resminde hareketle ilçeye Yusuf-ili ismini önerir. Kaymakam Necati Bey'in Yusuf İzzeddi'nin adına önerdiği "Yusuf-ili" ismi kabul edilir.Bulunan bu yeni isim içişleri bakanlığınca da onylanarak 1912 yılında kabul edilir ve zamanla YUSUFELİ adını alır.» EKONOMİNüfusun % 70’i gurbetçilikle, % 30’ u da tarımla uğraşarak geçimini temin eder. İpek halıcılığı, halıcılık ve kilimcilik yeni aile işletmeciliği şeklinde evlere girmeye başlamıştır. Ayrıca Arıcılık, balıkçılık ve tavukçuluk gibi küçük aile işletmeleri ile aile ekonomisine katkı sağlanmaktadır. Sanayi tesisi bulunmayan ilçede istihdam sorunu yaşanmaktadır.


Şavşat

Şavşat, M.Ö.900-650 yılları arasında Urartu ve Kimmerler, daha sonraları sırasıyla Saka Türkleri, Romalılar ve Sasaniler’in egemenliği altına girmiştir. Yavuz Sultan Selim’in Trabzon Valiliği sırasında Rize ilinin Osmanlı topraklarına katılması sonrasında, Artvin, Ardanuç, Şavşat ve Borçka çevreleri de Osmanlı topraklarına katılmıştır. Yavuz Sultan Selim’in Trabzon’dan ayrılması üzerine Şavşat, Ardanuç , Oltu, Tortum ve Artvin yeniden Osmanlı Devletinden ayrılmışlardır. 1829 yılında Ardanuç Sancağı’na bağlanan, 1877 - 1878 Osmanlı Rus savaşı sonrasında da 13 MART 1878 de imzalanan Berlin Antlaşması ile Batum, Kars ve Ardahan ile birlikte Çarlık Rusya’ya bırakılan ilçe, 1879 tarihinde resmen kesinleşen Osmanlı - Rus sınırı ile de Artvin, Ardanuç ve Borçka ile birlikte Anavatandan koparılmıştır. Daha sonra 1921 yılında imzalanan Gümrü Anlaşması ile Doğu sınırlarımız çizilmiş oldu. Şavşat ilçesi 27 Şubat 1921 tarihinde Ardahan Sancağına bağlı olmak üzere ilçe haline getirilmiş, 7 Temmuz 1921 tarihinde ise Artvin İline bağlanmıştır. Şavşat, Artvin’in diğer ilçelerinde olduğu gibi engebeli araziye sahip bir ilçedir. İlçede, tarımsal arazilerin sınırlı olması, sanayi tesislerinin bulunmaması, başlıca diğer sektörlerin de gelişmemiş olmasının sonucu olarak istihdam olanakları yetersiz kalmaktadır. Gelişime uygun potansiyeli bulunan turizm sektörünün ilçe ve il ekonomisine katkısının artırılması amaçlı çalışmalar sürdürülmektedir. İlçe ekonomisi büyük ölçüde tarımsal üretime dayalıdır. Tarımsal üretim, ağırlıklı olarak, geleneksel aile tipi işletme yapısı şeklinde görülür. İlçe ekonomisinde önemli yeri bulunan hayvancılık, giderek azalan bir trend izlemektedir. 61 köyü bulunan ilçede, 16.037 adet büyükbaş ve 12.535 adet de küçükbaş hayvan bulunmaktadır. Hayvancılık açısından son derece elverişli imkanlara sahip ilçede, hayvancılığın teşvik edilmesi amaçlı çalışmalar sürdürülmekte olup, bu kapsamda yönlendirme ve kamusal destekler sağlanmaktadır. Şavşat büyük ve küçükbaş hayvancılık yanında arıcılık açısından da son derece uygun koşullara sahiptir. Arıcılık alanında da üreticilere, kamusal imkanlar dahilinde teşvik ve yönlendirme desteği sağlanmaktadır. Kültürel açıdan zenginliklerle dolu ilçede her yıl bir çok festival veya yayla şenliği düzenlenmektedir. Diğer ilçeler gibi dışarıya yoğun göç veren Şavşat kültürel özelliklerinden ödün vermemiştir.Aşağıda şavşat şivesiyle yazılmış bir şiir bulunmaktadır.

Murgul

Murgul 10. yüzyılda Selçuklular tarafından fethedilmiştir. Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılan bu bölge 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbinde Rusların istilasına uğramıştır. 1918 yılında geri alınan topraklar Sevr antlaşması ile sınırlarımızın dışında kalmış, 1920'de tekrar Türk Topraklarına katılmıştır. 1935-1950 yılları arasında merkez Damar iken sonradan ilçe merkezi Murgul olmuştur.1966 yılında Göktaş olarak ismi değiştirilen ilçenin ismi 1987 yılında tekrar Murgul olarak değiştirilmiştir. İlçede kamu sektörüne ait K.B.İ.A.Ş. Murgul İşletme Müdürlüğü mevcuttur. Faaliyet konuları içinde Bakır cevheri üretimi, cevher zenginleştirme blister bakır üretimi vardır. Ayrıca yan ürün olarak pirit konsantresi ve asit üretimi yapılmaktadır. İşletmede yaklaşık 680 işçi bulunmaktadır. İlçe ekonomisi büyük ölçüde bu işletmeye dayalıdır. Murgul’un arazi yapısının kıraç, dağlık ve ormanlık olması nedeniyle tarım arazisi yetersizdir. İlçenin 22.223 dekar tarım arazisi mevcuttur. Yetiştirilen sebze ve meyveler genellikle aile tüketiminin karşılanması amaçlıdır. İlçede büyük ve küçükbaş hayvancılık yanında kümes hayvancılığı da yapılmaktadır. İlçede arıcılık gelişmiştir. İlçenin önemli gelir kaynakları arasında ormancılığın da yeri vardır

Hopa

Hopa, 1490-1512 yıllarında Yavuz Sultan Selim’in Trabzon Valiliği sırasında Osmanlı Devletine katılmıştır.1509 yılında bugünkü sınırlar dışında Gönye kalesinin fethi ve Sancak haline getirilmesi ile Hopa bu Sancağa bağlanmıştır.Lala Mustafa Paşa tarafından 1578 yılında fetih sonucu Merkezi Ahıska olmak üzere Çıldır Eyaletinin kurulması ile bu eyalete bağlanan ilçe, 1829 yılında Çarlık Rusya’sı ile imzalanan Edirne Antlaşması sonucu Ahıska’nın bu ülkeye verilmesi sonrasında Trabzon eyaletinin bir sancağı olan Batum’a bağlanmıştır. 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sonucunda Kars ve Ardahan’la birlikte Hopa, Kemalpaşa bucağına kadar, Batum dahil olmak üzere Ruslar’a bırakılınca, İlçe Rize Sancağına bağlanmıştır. İlçe, 1915 yılında Ruslar tarafından işgal edilmiştir. 31 Mart 1917 tarihli Brest-Litovsk Antlaşması ile Hopa Milli Sınırlarımıza dahil olmuştur. Hopa 1936 yılına kadar Rize İline bağlı iken bu tarihten sonra Artvin iline bağlanmıştır. Hopa, Doğu Karadeniz Bölgesinin doğu bölümünde yer alır. İlçenin doğusunda Gürcistan Cumhuriyeti, batısında Arhavi, güneyinde Borçka ve kuzeyinde Karadeniz bulunmaktadır. İlçenin Gürcistan Cumhuriyeti’ne geçişin sağlandığı Sarp Sınır Kapısı’na uzaklığı 18 km., İl Merkezine uzaklığı ise 65 km.dir. Hopa, Trabzon-Rize-Artvin-Ardahan-Kars-Erzurum ve Gürcistan Cumhuriyeti’ni birbirine bağlayan uluslararası karayolu üzerinde bir kavşak konumundadır. Hopa, il genelinde nüfus artış hızı (1990-2000’e göre) %o 5.43 ile en yüksek olan ilçe konumundadır. İlçenin toplam nüfusu 32.584’dür. İlçe merkezi nüfusu 15.445, köy nüfusu ise 17.139’dur. Belde belediyesi olan Kemalpaşa’nın nüfusu 4.238’dir. İlçenin yüzölçümü 289 kilometrekare, nüfus yoğunluğu ise 154 kişidir. İlçenin merkez ve Kemalpaşa Belde Belediyesi ile 29 köyü bulunmaktadır. Hopa, özellikle kırsal alan Karadeniz Bölgesinin tipik yerleşim özelliği olan dağınık yerleşim özelliklerini taşımaktadır.

Borçka


Artvin ve Borçka’nın da içinde bulunduğu bölgeye ilk yerlerşenlerin Orta Asyadan gelen “HURRİLER” olduğu yazılı kaynakların incelenmesinden anlaşılmaktadır. M.Ö 2000 yılından başlayarak Hurilerin yöreyi de içine alan geniş bir bölgede devlet kurdukları bilinmektedir. Daha sonra Urartuların Hitit İmparatorluğunun yıkılması ile Borçka yöresine kadar yayıldıkları, M.Ö 720-714 yılları arasında Kimmerler, M.Ö 655‘de Sakalar daha sonra da Arsaklıların egemenlik kurduklaraı çeşitli kaynaklarda yer almaktadır.
M.S 576 Yılından itibaren bölgeye Bizanslılar hakim oldular. Halife Osman döneminde İslam Ordusu, 645 yılında Bizans ordusunu yenerek bu bölgeye hakim olmuştur. Sonraları Emeviler, Hazar Türkleri ve Bagratlılar bölgeye hakim olmuştur.
Büyük Selçuklu Devletinin kurulmasından sonra Artvin, Borçka, Şavşat, Yusufeli ve Ardanuç Selçuklu topraklarına katıldı(l063).Sonraları bölge Moğolların egemenligine girdi.Borçka ve çevresi Yavuz Sultan Selim’in Trabzon Valiliği döneminde Osmanlı egemenliğine girdi. 1877-78 Osmanlı – Rus Harbinden sonra Kars, Ardahan, Artvin ve Batum ile birlikte Borçka da Anadolu’dan koparılarak Rus yönetimine bırakıldı. Bu tarihten sonra Borçka ve çevresi sık sık savaşlara sahne olmuştunr. 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Antlaşması’ndan hemen sonra Batum, Artvin, Borçka ve çevresi İngilizlerce işgal edilmiş, İngilizlerin ayrılmasından sonra da bölgeye Gürcüler girmiştir. Gürcülerin hakimiyeti 9 Şubat l921 yılına kadar sürdü. T.B.M.M. ultimatonu ile Gürcüler bölgeyi terketmiş, 7 Mart 1921 yılında Borçka, Artvin ve çevresi kesin olarak Anayurda kavuşmuş oldu. Borçka İlçesi 7 Temmuz l921 tarihinde ilçe olmuş, 26 Haziran l926 tarih ve 877 sayılı kanunla da Bucak haline getirilmiş, 28 Mayıs l928 tarih ve 1288 sayılı kanunla da yeniden İlçe statüsüne kavuşturulmuştur.

Arhavi

1877 yılından sonra Batum ve Gönye havalisinin Rusların eline geçmesinden sonra Arhavi, Trabzon iline bağlı olan Rize Mutasarrıflığına bağlanmıştır. Bu tarihlerde Hopa ve Fındıklı ilçeleri bucak olarak Arhavi'ye bağlı iken, 1900 yıllıda Hopa ilçe olmuş, Arhavi de bucak olarak Hopa'ya bağlanmıştır. 1936 yılında Hopa ilçesi Artvin'e bağlanınca Arhavi bucağı da Artvin'e ait olmuştur. Arhavi, 1 Haziran 1954 yılında tekrar ilçe statüsüne kavuşmuştur. Doğu Karadeniz Dağları’nın kuzeyine yerleşmiş olan ilçe, kuzeyden Karadeniz, batıdan Rize iline bağlı Fındıklı ilçesi, doğudan Hopa ilçesi, güneyden kısmen Murgul ve Yusufeli ilçeleri ile çevrilidir. Yüzölçümü 314 kilometrekare olan Arhavi, Kamilet ve Derecik olmak üzere 2 vadi üzerinde kuruludur. Arhavi, 1 belediye (ilçe), 30 köy ve 7 mahalleden oluşmaktadır. İlçenin genel olarak arazi yapısı engebeli ve dağlıktır. İlçe merkezi, köylerin aksine gerek iskana gerekse tarıma elverişli düz bir araziye sahiptir. Doğu Karadeniz Bölgesinin tipik dağlık yapısının hakim olduğu ilçede, 3000 metreye yaklaşan zirvelere sahip olan dağlar (Çatalkaya-2985 m., Koyunyayla-2292 m., Mete-2142 m., Dikme-2068 m.) bulunmaktadır. Deniz kıyısından 3000 M.ye çıkan dağlık yapıdan beslenen debisi ve akışı düzensiz bir çok derecikten beslenen ve yaklaşık 35 kilometre uzunluğundaki Arhavi (Kapisre) deresi ilçede mevcut tek akarsudur. İlçede, yaylalar üzerinde irili ufaklı çok sayıda buzul gölü bulunmaktadır. Bunların başlıcaları; Nogadid, Sarıgöl, Alacagöl, Büyük Agara, Küçük Agara ve karagöllerdir.

Ardanuç

İlçede, M.Ö.VIII. yüzyılda sırasıyla Urartular, Sakalar ve İskit Türkleri, M.S. 75’ten sonra ise eski Oğuz kollarından olan Hazarlar, Barseller ve Bağratlılar yerleşmişlerdir. İlçe, 810 yıllarında Gürcü egemenliğine girmiştir. Anadolu Selçuklularının akınları sırasında yöreye Türklerin yerleştikleri görülür. Uzun yıllar Selçuklular’ın yönetiminde kalan Ardanuç, Moğol istilası sonrasında Moğollular’ın hakimiyetine girmiştir. İlçe, daha sonra sırası ile Timur, Karakoyunlu, Akkoyunlu ve İran Safavi devletlerinin hakimiyetinde kalmıştır.Kanuni Sultan Süleyman zamanında Erzurum Beylerbeyi İskender Paşa 1551‘de Ardanuç’u fethederek Osmanlılara katmış ve Osmanlıların ilk Ardanuç sancağını kurmuştur. 93 Harbi olarak anılan Osmanlı-Rus savaşı sonunda yapılan antlaşma ile Rusya’ ya bırakılan İlçe, Birinci Dünya Savaşı sırasında yapılan halk oylaması sonucu tekrar Osmanlı İmparatorluğu’na katılmıştır. Mondros Mütarekesi’nden sonra Ardanuç, önce İngilizlerin sonra Gürcülerin istilasına uğramış, Gümrü Antlaşması ile 7 MART 1921’de de Türkiye’ ye katılmış ve bugünkü Misak-ı Milli sınırları içinde yerini almıştır. 1945 yılına kadar Artvin’ e bağlı bir bucak olan Ardanuç aynı yıl İlçe olmuştur. Yüzölçümü 969 kilometrekare olan İlçe; kuzeyde Şavşat, güneyde Yusufeli ve Erzurum’un Olur İlçeleri, doğu Ardahan, batıda ise Artvin Merkez İlçe ile komşudur. Coğrafi bakımdan kırık bir arazi yapısına sahip olan Ardanuç‘un rakımı 500 Metre olup, tipik karasal iklime sahiptir. İlçe merkezi, Kürdevan Yanlızçam ve Horosan dağları ile çevrilidir. İlçe merkezinden, Bulanık, Horhot ve Ekşinar çaylarının beslediği Ardanuç Deresi geçmektedir. İlçenin yüzölçümünün 468 kilometrekaresi tarım arazisi, 311 kilometrekaresi Orman alanı, 149 kilometrekaresi ise dağlık ve kayalık araziden oluşmaktadır. Ardanuç, il genelinde mevcut dışa göç sorununu yaşayan bir ilçelerden biridir. Toplam nüfusu 14.477 olan Ardanuç’un merkez nüfusu 5.278, köy nüfusu ise 9.199‘dur. Nüfus yoğunluğu 15 kişi olan ilçenin (1990-2000 yıllarına göre) yıllık nüfus artış hızı %o (-) 20.56’dır. Ardanuç’un İl merkezine uzaklığı 39 km.dir. İlçe merkezinden geçen ancak karayolları standartlarında olmayan Ardanuç-Ardahan yolunun yapım çalışmaları devam etmektedir. İlçenin 49 adet köy ve 1 merkez belediyesi bulunmaktadır. Köyler dağınık yerleşime sahiptir. İlçe genelinde, 2002-2003 Eğitim ve Öğretim yılında, 2 adet anaokulu, 17 adet ilköğretim okulu, 1 adet yatılı ilköğretim bölge okulu, 1 adet pansiyonlu ilköğretim okulu ve 1 adet çok programlı lisede toplam 2.260 öğrenci eğitim ve öğretim görmüştür. Ardanuç, köy ve yayla şenliklerinin yoğun olarak düzenlendiği ilçelerden biridir. Bunların başlıcaları; Ardanuç Belediye Başkalığınca düzenlenen Aşıklar Şenliği ve Karakucak Güreş Festivali, Aydın Köyü Yayla Şenlikleri ve Karakucak Güreş Festivali, Bereket Köyü Yayla Şenlikleri ve Güreş Festivalidir. İlçede, 10 yatak kapasiteli 1 adet sağlık merkezi, 5 sağlık ocağı ve 22 sağlık evinde sağlık hizmetleri sunulmaktadır. Ardanuç Devlet Hastanesinin yapımı sürmektedir. Mevcut sağlık kurumlarında 15 pratisyen hekim, 1 diş hekimi, 63 yardımcı sağlık personeli görev yapmaktadır. İlçe ekonomisi büyük oranda tarıma dayalıdır. İlçe halkının başlıca gelir kaynakları tarımsal üretim, hayvancılık ve mevsimlik iş olan orman işçiliğidir. İlçede sanayi tesisi olarak Orman Genel Müdürlüğü’ne ait (ORÜS) ve özelleştirme kapsamında olan 1 adet kereste fabrikası bulunmaktadır. Büyük sanayi tesisi bulunmayan ilçede, marangoz, demirci ve oto tamircileri gibi küçük çaplı işyerleri bulunmaktadır. İlçenin en önemli gelir kaynağı hayvancılıktır. Artvin’de hayvancılığın en gelişmiş olduğu ilçe Ardanuç’tur. Büyük ve küçükbaş hayvancılığın yaygın olduğu ilçenin en önemli yaylası olan Bilbilan Yaylasında yaz aylarında devamlı, cumartesi günleri ise büyük çapta olmak üzere hayvan pazarı kurulmaktadır. İlçede yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler, buğday, arpa, patates, fasülye, mısır, domates, zeytin, elma, kızılcık, ceviz, üzüm ve armuttur. Kamusal imkanlarla da desteklenen arıcılık, yaylacılık kültürünün yaygın olduğu ilçede önemli gelir kaynaklarındandır. İlçede, son yıllarda örtü altı yetiştiriciliği-seracılık da yaygınlaşmaktadır. İlçede; Bulanık köyündeki Rabat Kilisesi, Adakale köyündeki Gevhernik Kalesi, Ferhatlı köyündeki Ferhatlı Kalesi ile Artvin-Ardanuç yolu üzerinde bulunan Cehennem Deresi Kanyonu yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken ve turistik değeri olan yerlerdir

Artvin İlçeleri

Ardanuç

Arhavi

Borçka

Hopa

Murgul

Şavşat

Yüsüfeli

16 Aralık 2007 Pazar

Artvinli Sanatçılar

Bekir Karadeniz
2493
Kazım KOYUNCU
3969
Mehmet Naci DEDEAL
1025
Mircan KAYA
2616
Orange Blue (Volkan Baydar)
1174
Selçuk DEMİREL
1310
Taner ARTVİNLİ
1966
Zülfü LİVANELİ
3027

Artvin Festivalleri Tarihi

KARÜSTÜ KARAKUCAK GÜREŞLERİ
YERİ VE TARİHİ : Şavşat - Şubat 4.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Şavşat Veliköy Muhtarlığı
TEL : (466) 537 40 37
BOĞA GÜREŞLERİ
YERİ VE TARİHİ : Sarıgöl - 09 Mart
DÜZENLEYEN KURULUŞ : İlköğretim Okulunun Koruma Derneği
TEL : (466) 824 40 11
BOĞA GÜREŞLERİ
YERİ VE TARİHİ : Yusufeli - Mayıs 1.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Derekapı Köyü Muhtarlığı
TEL : (466) 811 22 12
BOĞA GÜREŞLERİ FESTİVALİ
YERİ VE TARİHİ : Murgul - Mayıs 1.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Özmal Köyü Muhtarlığı
TEL : (466) 731 50 17
BOĞA GÜREŞLERİ
YERİ VE TARİHİ : Yusufeli - Mayıs 3.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Yusufeli Kılıçkaya Beldesi Marant Mevkii
TEL : (466) 822 60 03
PINARLI KÖYÜ KARAKUCAK GÜREŞLERİ
YERİ VE TARİHİ : Şavşat - Mayıs 4.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Pınarlı Köyü Muhtarlığı
TEL : (466) 547 68 84
ÇORUH KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ
YERİ VE TARİHİ : Borçka - Haziran 2.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Borçka Kaymakamlığı-Belediye Başkanlığı
TEL : (466) 415 10 33
KAFKASÖR KÜLTÜR, TURİZM VE SANAT FESTİVALİ
YERİ VE TARİHİ : Merkez - Temmuz 1.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Artvin Valiliği - Belediye Başkanlığı
TEL : (466) 212 37 11
AYDIN KÖYÜ YAYLA ŞENLİKLERİ VE KARAKUCAK GÜREŞLERİ
YERİ VE TARİHİ : Ardanuç - Temmuz 1.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Aydın Köyü Muhtarlığı
TEL : (466) 871 71 17
YAYLA GÖÇÜ FESTİVALİ
YERİ VE TARİHİ : Bölükbaşı - Temmuz 1.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Mahalle Muhtarlığı
BULANIK KÖYÜ SOÇLUK ŞENLİKLERİ VE KARAKUCAK GÜREŞ FESTİVALİ
YERİ VE TARİHİ : Ardanuç - Temmuz 2.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Bulanık Köyü Muhtarlığı
TEL : (466) 641 20 40
HOPA KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ
YERİ VE TARİHİ : Hopa - Temmuz 2.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Hopa Belediye Başkanlığı
TEL : (466) 351 40 20
HALKEVLERİ KEMALPAŞA HALK FESTİVALİ
YERİ VE TARİHİ : Kemalpaşa - Temmuz 2.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Kemalpaşa Belediye Başkanlığı
TEL : (466) 361 28 95
KARAKUCAK GÜREŞLERİ
YERİ VE TARİHİ : Yusufeli - Temmuz 2.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Barhal Muhtarlığı
TEL : (466) 826 21 79
EFKARİ AŞIKLAR ŞENLİĞİ VE KARAKUCAK GÜREŞ FESTİVALİ
YERİ VE TARİHİ : Ardanuç - Temmuz 3.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Ardanuç Belediye Başkanlığı
TEL : (466) 611 21 79
DALAHET-KİTAT BOĞA VE KARAKUCAK GÜREŞLERİ
YERİ VE TARİHİ : Ardanuç - Temmuz 4.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Bereket Köyü Muhtarlığı
TEL : (466) 631 71 65 – (0537) 842 34 96
SAHARA PANCARCI ŞENLİĞİ
YERİ VE TARİHİ : Şavşat - Temmuz 4.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Şavşat Belediye Başkanlığı
TEL : (466) 517 14 81
ÇAMLIBEL YAYLASI ŞENLİĞİ
YERİ VE TARİHİ : Çamlıbel - Temmuz 4.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Yusufeli Çamlıbel Yaylası Derneği
KARAKUCAK GÜREŞLERİ
YERİ VE TARİHİ : Salikvan - Temmuz 4.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Yusufeli Dağ Turizm ve Yayla Şenlikleri Derneği
TEL : (466) 824 43 76
SATEVE GEVREK FESTİVALİ
YERİ VE TARİHİ : Şavşat - Ağustos 1.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Meydancık Belediye Başkanlığı
TEL : (466) 597 64 93
KAFKAS ARI VE BAL FESTİVALİ
YERİ VE TARİHİ : Borçka - Ağustos 2.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Camili Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği
TEL : (466) 415 40 40
ARHAVİ KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ
YERİ VE TARİHİ : Arhavi - Ağustos 3.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Arhavi Belediye Başkanlığı
TEL : (466) 312 40 06
SALİKVAN YAYLA ŞENLİKLERİ
YERİ VE TARİHİ : Arhavi - 25 Ağustos
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Arhavi-Yusufeli Ortaklaşa
TEL : (466) 829 21 04 – 824 43 76
KARAKUCAK GÜREŞLERİ
YERİ VE TARİHİ : Yusufeli – Ekim 1.Haftası
DÜZENLEYEN KURULUŞ : Yusufeli Kaymakamlığı

Artvin Kronolojik Tarihi

305 Bölgede Hıristiyanlık yayılmaya başladı.
389 İber istilası başladı.
415 Bizans egemenliğine girdi.
450 Rum kilisesi ilkeleri (Ortodoks) kabul edildi.
532 Bizans yönetimine geçti.
575 Bagratlılar egemenliği kurdu.
646 İlk İslam ordusu istilasına uğradı, halktan Cizye adlı vergi alınmaya başlandı.
655 Bizanslılar Çoruh yöresini geri aldı.
737 Halife Hişam Çoruh boyunu ele geçirdi.
813 İkinci Bagratlı krallığı kuruldu.
899 Dördüncü Bagratlı krallığı kuruldu.
1068 Selçuklularca işgal edildi.
1073 Gürcülerin egemenliğine girdi.
1081 Selçuklar ele geçirdi.
1240 Moğolların eline geçti.
1265 İlhanlıların hakimiyeti başladı.
1269 Çıldır Atabekleri (Cakeliler) yönetimi başladı.
1385 Moğolların ordularınca işgal edilir.
1414 1502 yılına kadar Celayirliler, Akkoyunlular, Karakoyunlular ve Safevilerin eline geçti.
1461 Osmanlılar ele geçirdi.
1479 Sultan Selim tarafından Osmanlı yönetimine bağlandı.
1535 Livane Sancağı kurularak Erzurum Eyaletine bağlandı.
1549 Vezir Ahmet Paşa tarafından Osmanlı sınırları içine alındı.
1578 Merkezi Ahızka olan Çıldır eyaletine bağlandı .
1579 Merkezi Livane olan Artvin sancağı, Çıldır eyaletine bağlandı.
1828 Rus birliklerince işkal edildi.
1829 Edirne anlaşması gereğince Ruslar 14Eylül’de çekildiler.
1830 Merkezi Oltu olan çıldır sancağı Erzurum eyaletine bağlandı.
1865 Livane kazasının merkezi oldu.
1877 Londra protokolü ile Osmanlılara verildi (16 nisan 1877). Ruslar 24 Nisan’da Osmanlı devletine savaş açtı, 15 ekim’de Artvin’i ele geçirdiler.
1878 Savaş tazminatı olarak Ruslara verildi.
1914 2 Kasımda Rus birlikleri geri püskürtüldü.
1915 3 Mart’ta Ruslarca işgal edildi.
1918 Erzincan silah bırakışmasıyla 3 Mart’a Osmanlı devleti’ne bağlandı. 17 Aralıkta müttefik ülkelerden İngilizlerce işgal edildi.
1920 İngilizler 7 Nisan’da bölgeyi boşalttı, Gürcülerin etkinlikleri arttı.
1921 Gürcüler hükümeti 23 Şubat’ta Artvin’i boşalttı, böylece Artvin Ana vatana kavuşmuş oldu. 7 Temmuzda Artvin sancağı kuruldu.
1924 Vilayet oldu.
1933 Vilayet ünvanı kaldırıldı, ilçe olarak merkezi Rize olan Çoruh iline bağlandı
1936 Merkezi Artvin olan, Çoruh vilayeti kuruldu.
1956 Çoruh ilinin adı Artvin olarak değiştirildi

Artvin Doğal Bitki Örtüsü

Toplam alanın % 37'si ormanlarla kaplı Artvin'de Ardanuç, Karanlıkmeşe, Hatilla Vadisi ormanları (milli park), Şavşat-Sahara (milli park), Borçka-Macahel (Camili) bölgesindeki ormanlar bitki türleri ve yabani hayvan çeşitliliği bakımından en önemlileridir. Bu ormanlarda en fazla ladin, kayın, köknar, kızılağaç, meşe, kestane, gürgen görülmektedir.Çengel boynuzlu dağ keçisi, vaşak, boz ayı, yaban domuzu, kurt, tilki, tavşan, çakal, karaca, dağ keçisi vb. yaban hayvanları ile atmaca, şahin, kartal, doğan gibi yırtıcılar, keklik, urkeklik, çulluk, yaban ördeği, üveyik, sarıasma, sarısandal ve dağ horozu gibi diğer kuş türleri, Çoruh Nehri ve Kaçkar dağlarında sıkça gözlenebilen türler arasındadır.Doğu Karadeniz dağlarının denize bakan yamaçlarında her mevsim yağışlı, kışları ılık bir iklim sürmesine rağmen, dağlarla denizden ayrılmış Çoruh vadisinin daha farklı bir iklimi vardır. Burada yağışlar daha az ve sıcaklık farkları fazladır. İç kesimlerde kışlar kar yağışlı, yazları serindir.
Doğu Karadeniz iklimi Arhavi, Hopa, Borçka arasında, ılıman iklim Borçka-Artvin-Yusufeli arasındaki bölgede ve sert bölge iklimi de YusufeliArtvin'de arazinin fazla dağlık olması nedeniyle, bütün il yüzölçümünün sadece %4'ü tarım arazisi olarak kullanılabilmektedir. Mısır, buğday ekimi, meyvecılık, narenciye, yaygındır.
Hopa ve Arhavi ilçelerinde, fındık ve çay, Berta vadisi ve Ardanuç'ta bağcılık, Çoruh vadisinden Yusufeli'ne kadar olan alanda zeytin, Kemalpaşa bölgesinde tütün yetiştirilmektedir.Artvin'de arazinin fazla dağlık olması nedeniyle, bütün il yüzölçümünün sadece %4'ü tarım arazisi olarak kullanılabilmektedir. Mısır, buğday ekimi, meyvecılık, narenciye, yaygındır.
Hopa ve Arhavi ilçelerinde, fındık ve çay, Berta vadisi ve Ardanuç'ta bağcılık, Çoruh vadisinden Yusufeli'ne kadar olan alanda zeytin, Kemalpaşa bölgesinde tütün yetiştirilmektedir.
İl yüz ölçümünün %55'i çayır ve otlaklarla kaplanmış olduğundan, hayvancılık da gelişmiştir. Ayrıca Borçka ilçesi Murgul bucağındaki bakır madeni şehir ekonomisinde önemli bir yer tutmaktadır.

Eğitim Tarihinde Artvin

İlimizde eğitimin tarihine baktığımızda, eğitimdeki gelişmişlik düzeyi ile ilgili oldukça önemsediğimiz iki özellikle karşılaşırız. Bunlardan biri ve bence önemli olanı; Kafkasların başlangıcı olan bölgemiz coğrafyasında yaşayan toplumların kültürünü koruyarak değişim, yenilik ve bilime açık olma özelliğidir.

Diğer önemli özellik ise coğrafi faktörlerin önemsenmesi gereken etkisidir. Artvin ili çok engebeli bir yapıya sahiptir. Tarıma elverişli arazi miktarı azdır, tüketim merkezlerine uzaktır ve sanayi gelişme gösterememiştir.
Sayılan bu olumsuzluklardan dolayı yöre insanı eğitimli olmanın yollarını aramış devlet kapısını ve memuriyeti adeta bir kurtuluş yolu olarak görmüştür. Cumhuriyet öncesinde başlayan devlete memuru olma zihniyeti Cumhuriyet sonrasında da devam ederek, okumuş olmak, memur olmak bir prestij unsuru haline gelmiştir. Bu toplumsal ve coğrafi nedenler İlde okur yazarlık oranının artmasına ve kültür seviyesinin yükselmesine önemli katkılarda bulunmuştur.
Değerli dinleyenler,
Artvin ili Osmanlı Devleti öncesinde birçok devlet ve kavmin egemenliği altında kalmıştır. Bu değişik kavimlerin izlediği eğitim politikaları ile ilgili olarak günümüzde yeterli bilgiye sahip değiliz.
Ardanuç’un 1551 yılında Omsalı hakimiyetine geçişi ile birlikte Ardanuç sancağı kurulmuştur. Ardanuç sancağı 104 köy ve 4 nahiyeden meydana gelmekteydi. Bu dönemde Ardanuç ve Livana sancakları merkezi Ahıska olan Çıldır Eyaletine bağlıdır. Ardanuç’un Osmanlı hakimiyetine geçişi ile birlikte Ardanuç ve Artvin yörelerinde ilk cami ve medreseler yapılmaya başlandı. İlk Osmanlı eseri olarak adlandırabileceğimiz Ardanuç’ta ki İskender Paşa Camii ve külliyesi ile Şavşat ilçesindeki Zor Mustafa Bey Camii ve bu camilere bağlı olan medreselerdir.
Bu medreselerde küçük çocuklar eğitim görmekteydi. Daha çok merkezi ve büyük köylerde yapılan bu medreseler arasında önemli görülenleri Ardanuç’ta İskender Paşa Medresesi, Aydın ve Güleş köylerindeki medreseler, Şavşat - Cevizli, Söğütlü ,Balıklı Tepeköy, Meydancık ve Arhavi merkezinde bulunan medreseler dönemin şartlarına göre büyük medreselerdi.
1865 yılında eyalet sistemi yerine vilayet sistemine geçilince Ardanuç kazası ve buna bağlı nahiye olan Şavşat ve Kiskim (Yusufeli civarı) Erzurum vilayeti Çıldır Sancağına, Artvin (Livana) ve Hopa bölgeleri ise bu taksimatta Trabzon vilayetine bağlı Batum Sancağına bağlandı.
1869 tarihli Trabzon vilayeti salnamesinde Livana Kazasında 2359 öğrencisi olan 124 Müslüman okulu vardı. Ayrıca 80 öğrencisi olan Ermeni okulu, 300 öğrencisi olan 40 Katolik okulu bulunuyordu. Bu okullarda 14 rahip, 10 müderris, 113 katip, 115 imam görev yapıyordu.
Bu bölgede 18 mescit, 115 cami, 85 öğrencisi olan 7 ilmiye medresesi, aynı salnameye göre Arhavi nahiyesinde 1890 öğrencisi olan 25 cami, 80 öğrencisi olan 3 ilmiye medresesi bulunmaktaydı.
1869 tarihli Trabzon vilayeti salnamesinde Lazistan sancağı Batum Kasabasında 2 medrese 4 Müslüman okulu ve 1 adet rüştiye bulunduğu kaydedilmektedir. Yine aynı salnamede Artvin’de de inşa halinde 1 adet rüştiye mektebinin bulunduğu yazılmakta ise de o tarihten sonraki kayıtlarda rüştiye mektebi geçmemektedir.

1871 tarihli Erzurum vilayeti salnamesinde ise o tarihte Erzurum’a bağlı olan Ardanuç kazasında 23 adet İslam 4 adet Hıristiyan ve 3 adette Medrese Sıbyan mektebi ile Kiskim kasabasında 12 adet Hıristiyan ve 10 adet İslam Sıbyan mektebi bulunmaktadır. O tarihte nahiye olan Şavşat’ta ise 17 Müslüman Sıbyan Mektebi, 36 adet Gayri Müslim Sıbyan Mektebi, 5 adette medrese olduğu kaydedilmektedir.
1873 Erzurum vilayeti Salnamesi’ne göre Ardanuç’ta 35 cami ve mescit, 30 medrese 4 kilise 33 Müslüman Okulu 4 Hıristiyan İlkokulu Şavşat’ta ise 20 medrese 17 Müslüman Okulu ve 3 Hıristiyan İlkokulu mevcuttur. Ayrıca ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte Şavşat’ın Tepeköy’ün de ki medresenin 40 oda olduğu 100 öğrencinin okuduğu halkın bu medreseye “Kırklar Medresesi” dediği anlatılmaktadır.
1900 tarihli Erzurum Vilayeti Salnamesi’ne göre, o tarihte Erzurum Vilayeti’ne bağlı olan Kıskım (Yusufeli) Kazası’nda 4 adet Mektebe-i İptidai de 35 öğrencinin eğitim gördüğü 1 adet Askeri Okul (Rüştiye Mektebi) bulunduğu ve 67 öğrencisi mevcut olduğu bildirilmektedir.
Osmanlı idaresinde İlköğretim II. Mahmut zamanında zorunlu hale getirilmiştir. 1869 yılında Maarif-i Umumiye Nizamnamesi yayımlanmıştır. Buna göre her köy ve mahallede sıbyan mektebi kurulacak daha önce okutulan derslerin yanında Osmanlı tarihi ve Osmanlı Coğrafyası dersleri de okutulacaktı Kızların 6 yaşında, erkeklerin ise 7 yaşında okula başlamaları zorunlu olacaktı. Sıbyan Mekteplerine Dar-üt Talim, Mahalle Mektebi veya Taş Mektebi adı da verilirdi. Bu mektepler daha çok cami yanlarında açıldığı için öğretmen olarak daha genellikle cami imamları görev yaparlardı. Ayrıca medreselerden mezun olanların sıbyan mekteplerinde öğretmenlik yapabileceklerine ait kendilerine icazetname adı verilen belgeler verilmekte ve bu kişiler sıbyan mekteplerinde öğretmenlik yapabilmekteydiler.



İşgal döneminde Artvin eğitimine baktığımızda;
1877-1878 Osmanlı – Rus harbinden sonra imzalanan Ayastefanos Anlaşmasının 19. maddesine göre Evliye-i Selase (Üç Sancak) denilen Kars Ardahan ve Batum Çarlık Rusyası’na bırakıldı bu dönemde birkaç küçük medrese dışında Türk Rüştiye mektepleri kapatılmıştır.
Ruslar yerli halkı kendilerine bağlamak ve asimle edebilmek için biri Şavşat’ın Balıklı Köyü’nde diğeri Söğütlü Mahallesinde olmak üzere iki Rus Mektebi açtılar Balıklı Köyü’ndeki okul halkın ilgi göstermemesi üzerine bir yıl sonra kapatıldı. Söğütlü Mektebi ise 1918 yılına kadar devam etmiştir. Her iki okulda da öğretim Rusça olup din dersi okutan birer tane Türk hocası bulunmaktaydı.
Ardanuç Adakale Mahallesi’nde Bedenarkası Mevkisinde bulunan ermeni Kilisesi’nin güneyinde 6 odalı bir Rus Okulu açılmıştır. Bu bina 1914-1927 yılları arasında ilkokul olarak kullanılmıştır.
Rusların açtıkları okullara rağbet göstermeyen Artvin halkı çocuklarını köylerdeki küçük medreselerde okutmayı tercih etmişlerdir. 43 yıllık esaret döneminde yöre kültürüne hizmet eden Ardanuç İskender Paşa ve Şavşat Satlel (Söğütlü) medreselerinden söz etmekte yarar vardır.



Ardanuç fatihi Çerkez İskender Paşa tarafından yaptırılan İskender Paşa medresesi İskender Paşa Camii’nin kuzey yönünde camiye paralel olup cami avlusuna bitişik olarak yapılmıştır. Önceleri iki katlı olup şimdi sadece güney duvarı bulunmaktadır. Bu medreseye uzun yıllar müderrislik yapmış olan Sarı Mehmet Hafız İstanbul Fatih Medresesi’nden mezun olmuştur. Şavşat Söğütlü Medresesi ise Şavşat’ın ileri gelenlerinden Hamşioğlu Nuri Bey’in göçü önlemek için kendi parasıyla Şavşat’ın o zamanki merkezi olan Satlel (Söğütlü) Mahallesi’nde yaptırıldığı ve bu medresede Kocabey Köyünden müderris şair Mehmet Recai Efendinin müderrislik yaptığı bilinmektedir..

43 yıllık Rus işgali dönemini yaşamayan Arhavi’de de üç medrese ile bir Rüştiye mevcuttu.
Konaklı Kavak ve ilçe merkezdeki medreselerden başka Hacılar Mahallesi’nde o zamanın varlıklı ailelerinden Kurdoğulları tarafından masrafları karşılanan bir medrese mevcuttu.
Arhavi, Hopa ve Yusufeli 43 yıllık Rus esaretini yaşamadıklarından eğitim yönü ile çok şanslı idiler.
Osmanlı İmparatorluğunda 1900 yılında yayınlanan Salname-i Nezareti Maarifi Umumisine (Eğitim Genel Bakanlığı Yıllığına) göre Arhavi Nahiyesinde batı tarzında eğitim yapan ortaokul düzeyinde bir rüştiye açılmıştır. Ayrıca Hopa’nın Esenkıyı beldesi ile Yusufeli’nin Ersis Nahiyesinde birer rüştiye, bir ilk mektep, bir de öksüz (yetim) mektebi vardır. Bu yörede 1908 yılında açılan okul 1923 yılına kadar ilk ve rüştiye kısmı olarak devam etmiştir.



Birinci Dünya savaşının başlaması ile birlikte tarih bölümünde de izah edildiği üzere Türk kuvvetleri Şavşat ve Ardanuç’tan Artvin üzerine, oradan da Yusufeli’ne çekilmelerine yöreden halk arasında kaça kaçlık denilen bir göç başlatmıştır. Bu dönemde eğitimden söz etmek mümkün değildir. Ancak birisi Şavşat Tepe köy’de diğeri de Söğütlü’de olmak üzere iki Türk Mektebi İptidaisi açıldı. Mondros Mütarekesinden sonra (30 Ekim 1918) bu okullar kapatılmıştır.



Rusların kırk yıllık esaret döneminde Türkleri eğitim ve öğretimde yetersiz bıraktıkları bir gerçektir. Açtıkları Rus okullarında Türkler Rusçayı öğrendikleri takdirde Rum ve Ermenilerin tercümanlıklarından kurtulacaklarını empoze etmişlerdi. Fakat Türkler Rusça eğitim yapılacak mekteplerde dini ve milli duygularının körelteceğini düşünerek çocuklarını Rus okullarına göndermemişlerdir. Bu okullara daha çok Ermeni ve Rum çocukları okumaktaydı.
Ruslar anavatandan Kuran-ı Kerim dışındaki her türlü kitap ve gazetenin getirilmesini yasak etmişlerdi.Ancak halk Tiflis ve Bakü’de ki yayınlar ile Kırımda Gaspıralı İsmail Beyin çıkardığı Tercüman gazetesini bulabiliyorlardı.
Borçka yöresinde zamanın Darülfünü İlahiyat Fakültesi Müderrisi Batum’lu Osman Nuri Efendinin gayretlerini şükranla anmak gerekmektedir.



Cumhuriyetin ilanından hemen sonra 1924 yılında il yapılan Artvin’de milli eğitim alanındaki önemli faaliyetlerde bu dönemde başlamıştır. Artvin Merkez Kasabası’nda tesis edilmiş olan o zamanki adıyla Köy Yatılı Mektebi ve Gündüz Erkek Mektebi Cumhuriyet döneminin ilk eğitim kurumları olarak faaliyet göstermişlerdir. 1924-1927 yılları arasında gezici öğretmen ve müfettişlik yapan aslen İstanbullu Çırpanlı Ömer Efendi oğlu Muvahit Zeki 1927 yılında kaleme aldığı “Artvin Vilayeti Hakkında Umumi Malumat” adlı eserinde o dönemin Artvin’inin ekonomik eğitim ve nüfusu hakkında bilgilerde vermektedir.
İlk zamanlarda bir dalgalanma ve düşme gösteren ilkokul sayısı 1927 yılından sonra giderek artma başlamıştır. Bu dönemde ilkokulların çoğu halkın kendi imkanları ile yaptığı eğitim kurumlarıdır. Yine bu dönemde okul sayılarındaki artış genellikle kırsal kesimde köy ilkokullarında olmuş ve okur yazarlık oranı 1945 yılında başlayarak Türkiye ortalamasının üzerine çıkmıştır. Özellikle kadınlardaki okur yazarlık oranı Cumhuriyetin ilk 20 yılında büyük sıçrama göstererek 1935 de %4,6 olan oran 1945 de %26,6ya çıkmıştır.



1975 yılında %48,3 olan Türkiye ortalamasına karşılık Artvin’de bu rakam %52,6 ‘ya ulaşmış ve Türkiye ortalaması ile olan fark giderek açılmıştır.1966- 1967 öğretim yılı sonunda Artvin Merkez İlçe sınırları içerisinde yer alan 34 köy yerleşmesinden sadece birinde okul yok iken mevcut ilkokul sayısı 39 idi. Dolayısıyla dağınık ve parçalı bir yerleşme formu gösteren köylerin bazılarında iki ilkokul olduğu anlaşılmaktadır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında bu eğitim hamlesi ilk önceleri köy yerleşmelerinde yoğunlaşmış ve özellikle dağınık nüfuslu köylere eğitim hizmeti götürmek için 1938 yılından itibaren eğitmenlerden faydalanmıştır. 1943 yılında il genelinde görev yapan 243 köy öğretmeninin yarısından fazlasını (164 ünü) eğitmenler meydana getiriyordu. 1950’lere kadar devam eden bu programdan bu tarihten sonra vazgeçilmiş ve aynı yıllarda kentleşme süreci ile birlikte eğitim alanındaki hizmetlerde köylerden kentlere taşınmıştır.



Cumhuriyetin ilk çeyreğinde eğitim alanında atılan bu olumlu adımlar bundan sonrada devam etmiş ve 1950’li yıllarda Artvin ‘de okulsuz köyü olmayan 5 ilimizden biri olmuştur. Uzun yıllar okur yazarlık oranında başı çeken Artvin ‘de 1990 yılı başında okur yazarlık oranı %99 olmuştur. Bütün olumsuz şartlara rağmen bölge halkı eğitimine büyük önem vermiş adeta kurtuluşunu ve kalkınmasını eğitimle özdeşleştirmiştir.Tüm dünyada olumsuz çevre şartları eğitimi olumsuz etkilerken Artvin’de bu kural ters çalışmış adeta tabiat şartları insanları okumaya, eğitim yapmaya teşvik etmiştir.

1926 yılında ilde 36 ilkokul, 51 öğretmen ve 1784 öğrenci mevcutken bu 1990 yılı sonunda 300 ilköğretim okulu, 31 lise ve dengi okul bulunmakta ve bu okullarda 1933 öğretmenle 35048 öğrenciye hizmet verilmekteydi.



Cumhuriyetin ilk yıllarında açılan ilkokulları incelediğimizde Artvin merkezde ilk defa yeni adıyla İsmet Paşa olan ilkokul açılmıştır. Bunu diğer ilçelerdeki ilkokullar takip etmiştir. Şavşat merkezinde açılan ilkokul 1918’ de kapatıldıktan sonra 1921’de tekrar açılarak eğitim ve öğretime devam etmiştir. Ardanuç ilçesinde 5 sınıflı ilkokul 1925’te Adakale’de kurulmuştur. Aynı tarihlerde Aydın, A.ırmaklar Bereket ve Bulanık köylerinde ise 3 sınıflı okullar mevcuttur.
1928 yılında Latin harfleriyle okuma yazmaya geçildikten sonra ülke çapında okuma yazma seferberliği ilan edilmiş ve böylece 3 sınıflı ilkokulların birçoğu 5 sınıflı okullara dönüştürülmüştür.
Hopa ilçesinde Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Sugören Köyü ve Sarp’ta 1923’te, Esenkıyı Köyünde 1925’te ve Yoldere Köyünde 1928 tarihinde ilkokullar açılmıştır.

Murgul İlçesinde ilkokul Petek Köyünde 1926’da açıldı. 1927 de ise şimdiki PTT binasının arkasındaki binada 3 sınıflı olarak eğitim ve öğretim verilmiştir.
Borçka İlçesinde 1921 yılında Güreşen, Muratlı, Kaynarca ve Adagül ilkokulları açılmıştır. Muratlı’da o dönem açılan ilkokul Hasan Fehmi Paşa İlkokulu olarak görülmektedir. 1940 yılından sonra Borçka ilçesinde büyük bir hızla ilkokulların yapılmasına başlanmış tüm köy ve mahalleler ilkokula kavuşmuştur. Bu gün Borçka İlçesinde 44 İlköğretim Okulu mevcuttur.
Arhavi’de cumhuriyet’in ilanından sonra Gazi İlkokulu adında bir ilkokul açılmıştır. 1933 yılında Derecik Köyü İlkokulu açılarak eğitim ve öğretime devam etmiştir.
Şavşat’ta 23 şubat 1921’de Söğütlü ve Tepeköy ilkokulları açılmıştır. 1922’de İlçe İmam Hatip Lisesi kapatılınca Söğütlü İlkokulu bu binaya taşınmıştır. 1926’da ilçede başlayan okullaşma çabası sonucunda Yavuzköy, Kireçli ve çiftlik köylerinde ilkokullar açılmıştır. 1928’de Veliköydeki ilkokul 5 sınıflıya dönüştü. 1930’da Kocabey ve Cevizli, 1932’de Ilıca Köyü İlkokulu faaliyete geçti. 1936’da çağlayan, Pınarlı Şalcı ve Çoraklı köylerindeki okul binaları öğretime açıldı.
Yusufeli ilçesinde ilk olarak 1923 yılında Kılıçkaya, 1926’da ilçe olan Öğdem’de, 1927’de Esenyaka İlkokulu, 1928’de Altıparmak ve Günyayla ilkokulları, 1930 yılında İşhan ilkokulu öğretime açılmıştır.



Artvin ve çevresinde ilkokul mezunlarının artması ve halkın ortaöğretime son derece ilgi göstermesi sonucunda il meclisinin kararı ve masrafları özel idare müdürlüğünce karşılanmak üzere 1929-1930 öğretim yılında bir ikmal okulu açıldı. 1931-1932 yıllarında ise orta mektep adıyla yeniden düzenlendi. Burada görev yapan öğretmenler ilkokul ve ortaokul öğretmeni olarak ayrıldılar. Bu şekilde Çoruh adını taşıyan üç ortaokul açılmış oldu. Bunlar sırasıyla Çoruh-Rize Ortaokulu, Çoruh-Artvin Ortaokulu ve Çoruh-Hopa Ortaokulu’dur.
21 Eylül 1951 tarihinde Şavşat ilçe merkezinde Şavşat Ortaokulu açılır. 1960’lı yıllardan itibaren değişik tarihlerde Meydancık, Veliköy, Pınarlı, Çoraklı, Balıklı, Çiftlik-Savaş, Arpalı ve Tepeköy Ortaokulları açılmıştır.
1967 yılında Şavşat Ortaokulu iki devreli Şavşat Lisesi haline getirildi. 1974 yılında Şavşat İmam Hatip Lisesi açıldı. Murgul –Damar’da 1969 yılında ortaokul, 27.10.1986’da ise lise açıldı.
Arhavi ortaokulu 1955 – 1956 yılında öğretime başladı. 1967 – 1968’de Arhavi’de bir özel lise faaliyete geçmiştir. Bu lise 1 yıl sonra M.E.Bakanlığı’na bağlanmıştır. Aynı ilçede 1990-1991’de Kız Sanat Okulu açıldı. Bu okulun 1993 – 1994 öğretim yılında Kız Meslek Lisesi olarak adı değiştirilmiştir. Arhavi İmam Hatip Lisesi ise 1977 yılında eğitim ve öğretime başlamıştır.
Borçka Ambarlı YİBO 30 Ekim 1985’te eğitim ve öğretime başlamıştır. Yusufeli Sarıgöl M. Akif Ersoy YİBO 1993 yılında Ardanuç Tütünlü YİBO 1988-1989 yılından beri eğitim ve öğretime devam etmektedir.Kılıçkaya Şehit Cevat Ertan YİBO 1992-1993 yılında öğretime açılmıştır.
Yusufeli ilçemizde 1954 yılında orta okul açılmıştır. Ayrıca bu ilçemizde Çok Programlı lise 1993 yılında öğretime başlamıştır.
Artvin Lisesi 1929 yılında Artvin Ortaokul Direktörlüğü adı altında öğretime başladı.1954-1955 eğitim ve öğretim yılında Artvin Lisesi açıldı. 1969-1970 yıllarında Lisenin adı Kazım Karabekir Lisesi olarak değiştirilmişse de1997-1998 öğretim sezonunda tekrar Artvin Lisesi olmuştur.
Artvin Kız Meslek Lisesi 1949-1950 yılarında akşam sanat okulu olarak açıldı. 1952-1953’te Kız Sanat okulu’na 1955-1956’da Kız Sanat Enstitüsü’ne 1974’te 9. Milli Eğitim Şurasında alınan kararla da Kız Meslek Lisesi haline getirildi.1998-1999 öğretim yılında bu okulun bünyesinde Anadolu Kız Meslek lisesi açıldı.


Artvin’de Anadolu Öğretmen Lisesi eğitim öğretime 1991-1992 öğretim sezonunda başlamıştır. İlimizde öğretmen yetiştiren okul ilk defa 1958-1959 yılında ilk öğretmen okulu adıyla faaliyete başladı.İlk öğretmen okulu 1973-1974 eğitim ve öğretim sezonunda öğretmen okulu olarak son mezunlarını vermiştir. 1974-1975’te ise okul öğretmen lisesi haline dönüştürüldü.
Artvin Anadolu Lisesi ise 1989-1990’da Artvin Ticaret Lisesi 1975-1976 da eğitim ve öğretime açılmıştır.
Artvin ilinde okul öncesi eğitimi 1975-1976 da Kız Meslek Lisesi’ne bağlı olarak başlamıştır.Sonra gelişerek tüm ilçelerde anaokulu açılmıştır.

1950-1951 döneminde Artvin’de mesleki eğitim yapan bir Kız Sanat Enstitüsünün orta kısmı mevcutken 1985-1986 yıllarında genel lise ve meslek lisesi bünyesinde öğretim yapan ortaokul sayısı 12’yi bulmuştur.

Artvin’de ilk kez lise 1929 yılında Artvin Ortaokul Direktörlüğü adıyla açılmıştır. 1954-1955 yılında Artvin Lisesi, 1969-1970 öğretim yılında Kazım Karabekir Lisesi adını almıştır. 1997-1998 öğretim yılında ise tekrar Artvin Lisesi olmuştur.
1960 – 1965 yıllarında Artvin’de bir adet genel lise bulunurken 1965 – 1970 yılları arasında 4 tane, 1970 – 1972 yıllarında 6 tane, 1984 – 1985’te 7 tane, 1993’te 11 tane olan genel lise sayısı çok programlı liselerin açılışı ile 1997-1998 yıllarında 6’ya düşmüştür.

Artvin’de 1989 – 1990 öğretim yılında Anadolu Lisesi 1991 – 1992 öğretim yılında Artvin 7 Mart İlköğretim Okulu binasında Anadolu Öğretmen Lisesi açılmıştır. 1995 – 1996 öğretim yılında Anadolu İmam Hatip Lisesi, 1998 – 1999 öğretim yılında da Anadolu Kız Meslek Lisesi açılmıştır.
Artvin’de 1948 yılında Sanat Enstitüsü orta kısmıyla başlayan mesleki teknik okul sayısı 1999 yılında 19 tanesi il ve ilçede 2 tanesi belde de olmak üzere 21 okul olmuştur.

Artvin İlinde okullaşma oranları bakımından okul gruplarına göre Türkiye geneli ve Karadeniz Bölgesi ile karşılaştırıldığında ilkokullar için Türkiye geneli ve Karadeniz Bölgesi hemen hemen aynı seviyededir.(% 89). Bu oran Artvin ilinde ise % 102,6’dır. İlkokullarda olduğu gibi ortaokullarda da Türkiye ortalaması % 53,14, Karadeniz ortalaması % 48,28 iken Artvin’de %87,65’dir. Liselerde okullaşma oranı Karadeniz Bölgesi ortalaması ile Türkiye ortalaması birbirine yakın bir oranken (%38) Artvin’de bu oran %53,95’ dir.
Bu da göstermektedir ki Artvinli halen okumaya çok düşkündür. Çocuğunu ortaöğretim seviyesinde de olsa okutmaktadır.

Ülkemiz genelindeki Eğitim ve öğretim alanındaki bu gelişmeler kırsal kesimden göçleri büyük oranda etkilemiş ve etkilemeye devam etmektedir. Bugünkü nüfus artışının durağan bir seyir almasında ve kırsal kesimde azalmasında eğitimin büyük payı vardır.
Saygıdeğer eğitimciler,

Bu gün okul öncesinde gereken okullaşmayı sağlayarak ülke hedefinin üzerine çıkmış ,

İlk ve Ortaöğretimde fiziki alt yapıyı tamamlamış

Sınıflardaki öğrenci sayısını ortalama hedeflerini yakalamış
Okulların donatımlarını çağdaş normlara uydurmuş

Yüksekokul ve fakülteleri ile ve yakın gelecekte kurulacagını umut ettiğimiz üniversitesi ile

Eğitimin yıldızı Artvinde parlayacaktır

İLİMİZ EĞİTİMİNİ BU GÜNLERE TAŞIYAN
VE
GELECEĞE TAŞIYACAK OLAN DEĞERLİ YÖNETİCİLER VE EĞİTİMCİLER

15 Aralık 2007 Cumartesi

Artvin Yöresel Çalğıları


Ön tarafı açık ve düğmelidir. Boğaz kenarında siyah şeritler bulunur. Bunlar süs olmayıp kiri göstermemek için uygulanmıştır. Boğaz yarım dik yaka şeklindedir. Cepken denilen üst giysisi şalvar gibi Şal - Çuha denen ve tezgâhlar da dokunan kumaşlardan olurdu. Ön tarafı elips şeklinde açıktır. Bağlandığı zaman belden sol taraf sağın üstüne gelir ve boğaz ile göğüs arası V şeklinde olur. Kenarları sarı veya beyaz şerit başta kabalak denilen başlık bulunur. Mısırın çok yaygın oluşu kabalağa bir de püskül takılmasını sonuçlanmıştır. Hem süs hem de sembol 'dür.Kabalağın yanları uzun olur. Bazen yanlar başa sarılırken bazen yüzü ve boğazı korumak için kullanılır. Kıyı kesimlerinde kuşağın yerini kemer alır.Bizde ise dadenlerin biri beş öteki üç deliklidir. Artvin içinde ve çevrede Öküz bonuzu ses tonunu gür ve toplu vermesi için havın ucuna takılır. Üflenen kısma sübap takılmadığı için tamamen nefes gücüne dayanır. Yusufeli ilçesi ve köyleri bu çalgıyı devamlı kullanmaktadır. TULUM KESİNLİKLE YANINDA BAŞKA BİR MÜZİK ALETİ KABUL ETMEZ BAŞLI BAŞINA BİR ÇALGIDIR.Akordeon: Yörenin ana çalgılarından olması mümkün değildir. Ruslardan etkilenerek kullanılmıştır. Bütün bunlardan başka son zamanlarda ney, klarinet te çalınmaya başlanmıştır.

Artvin Erkek Giysileri


Dağlık bir bölge olan Artvin de giysiler ekonomik ve sosyal şartlara uyum göstermiştir. Aslında bütün bölgelerde bu kural geçerlidir. Eskiden Şal- Çuha denen ve tezgahlarda dokunan kalın kumaşlar giyilirdi. Bu kumaşlar genellikle keçi kılından dokunurdu. Kıllar iğle iğrilerek ip haline getirilir kuyu denen tezgahlarda dokunurdu.Altta şalvar, arkası geniş ve yarım poturlu ağı ise biraz düşükçe alta doğru daralan bir şekildedir. Şalvarın en alt kısmına önceleri ayak tabanına geçecek şekilde ip bağlanırdır. Daha sonraları topuktan bir karış yukarı doğru yandan düğmeler dikilmeye başlanmıştır. Bu oturup kalkarken yukarı sıvanmayı önler. Bilahare bu ikip yerini geniş lastik alır. Yine yörenin çok dağlık olması tarım ve hayvancılıkla uğraşma gereği şalvarın şeklini etkilemiştir.Daha sonraları bu şalvarın yerini İngiliz külotu denen pantolonlar almıştır. Bunun özelliği alt taraf yine dar arkada potur yok diz ile bel arası kavisli bir şekilde olup dizden aşağı yandan düğmelidir. Ayakta ise bilindiği gibi çarık. Çarık daha çok iç kesimde giyilmektedir. Yağmurlu iklim bunu gerektirmiştir. Yine ayakta yün ve diz boyu çoraplar giyilir. Bu gün giyilen çizme daha çok Hopa ve Arhavi gibi kıyı kesimlerinde gelişmiştir. Yağmurun fazla oluşu, sahil halkının balıkçılıkla uğraşması buna sebeptir. Kakbul çarıklar öküz derisindendir. Vücudun üst kısmında içte gömlek vardır.Ön tarafı açık ve düğmelidir. Boğaz kenarında siyah şeritler bulunur. Bunlar süs olmayıp kiri göstermemek için uygulanmıştır. Boğaz yarım dik yaka şeklindedir. Cepken denilen üst giysisi şalvar gibi Şal - Çuha denen ve tezgâhlar da dokunan kumaşlardan olurdu. Ön tarafı elips şeklinde açıktır. Bağlandığı zaman belden sol taraf sağın üstüne gelir ve boğaz ile göğüs arası V şeklinde olur. Kenarları sarı veya beyaz şerit başta kabalak denilen başlık bulunur. Mısırın çok yaygın oluşu kabalağa bir de püskül takılmasını sonuçlanmıştır. Hem süs hem de sembol 'dür.Kabalağın yanları uzun olur. Bazen yanlar başa sarılırken bazen yüzü ve boğazı korumak için kullanılır. Kıyı kesimlerinde kuşağın yerini kemer alır.

Artvinin Kadın Giyisileri



ARTVİN'İN KADIN GİYSİLERİ

Üçetek:Şavşat, Artvin' in merkez köyleri, Yusufeli, Ardanuç ve Borçka'nın iç kısımlarıyla Arhavi ve Hopa' nın merkeze yakın köylerinde giyilmekte olup bu gün bile bazı köylerde üçeteğe rastlanmaktadır. Üçetek genel olarak düğünlerde ve bayramlarda giyilir. Yalnız kışın soğuktan korunmak için devamlı giyildiği tespit edilmiştir. Ön tarafı tamamen açık, belden az aşağıdan itibaren iki yırtmacı bulunmaktadır. Genellikle kalın ve parlak kumaştan olur.Fistan: rahat hareket edebilmek için alt tarafı oldukça geniştir. Beli bol ve ayak topuğuna kadar uzunluğu vardır. Etek kısmına süs şeritleri konur. Ön tarafı boğazdan göğüs altına kadar açıktır. V şeklindeki yakanın kenarları da şeritlerle süslenir. Şeritler üstüne düğmeler dikilir. Bu düğmeler daha çok gelinlik genç kızlarda görülür. Kolları uzundur ve ucu şeritlidir. Bazen üç etek giyilmeden sadece fitan giyilir.


ŞALVAR: Boldur ve topuğa kadar iner. Topukta düğme ile bağlanır. Ağ kısmı geniş olur. Şalvarın genişliği Anadolu kanının bilhassa gurbetçi bölgeler de çokça işi yüklenmesi ve çok çalışması nedeni ile genişliğe gerek duyulduğundandır. Şalvarlar öteki giysilere nazaran daha kalın kumaşlardan yapılır. Alt kısmına yani topuktan 20-25 cm yukarı kadar daha kalın şal kumaş dikilir. Bunlara mahallinde tozluk denir.
GÖMLEK:Tıpkı fistan gibidir. Fark olarak biraz daha dar, üst kısmı kapalı ve altta şerit bulunmaz. Fistandan kısadır. Boğaz önden veya yandan düğmeli olur. Genellikle beyaz renkte olurlar. BAŞ: Başa iyice oturan bir yarım kofi vardır. Mahallinde kasnak denir. Kofinin üstüne yazma bağlanır. Gelinlik çağındaki kızlarda alında altın veya gümüş takılar bulunur. Yaşlı kadınlar ise tezgâhlarda dokunan ve leçek denilen ince çizgili örtüler bağlarlar. Saçlara boncuklar takılır. PEŞTAMAL: Her zaman için özel olarak dokunur. Taşıma ve toplama aracı olarak kullanıldıkları için kalın ve dayanıklı olmaları gerekir. Peştamal' lar bele kaşik denilen ince uzun örgülerle bağlanır. Yine kuşaklarda bağlanır. Kuşaklar ekseri açık ve kırmızı renkte olurlar.YELEK:Bilhassa kışın çok giyilir. Kalın kumaştan yapılır. Kolları fistana göre biraz daha kısadır. Kenarları şeritlerle süslenir. Ayağı bilindiği . Çarıklar sonraları yerini yemeniye bırakmıştır.

Artvin Yöresel Oyunları

Artvin yöresi halk oyunları çok zengin ve çeşitlidir. Oyunlar genellikle horon yada bar şeklindedir.
Yörede oyunlar:Atabarı - Kobak - Düz horon - Vazlıya horonu - Ahçik - Sertbasba - Öndört - Deli horon( Şavsat ve Artvin de ayrı ayrı oynanır.) Mendobarı - Ağırbar - Coşkun Çoruh - Daldalan - Arhavi canlısı - Sol ayak - Murgul masması - Birget - Sarı çiçek - Teşi - Açara ( Orta Batum ) - Karabağ - Atom - Hemşin - Hancer Barı - Uzan Dere - Cilvenoy - Konçari.
Artvin, dik yamaçlı dağlarla çevrili, derin vadilerce uzanan, topraklarının büyük bir kısmının ormanlarla çevrili olduğu bir yöredir. Artvin'de doğa ile girişilen mücadele her zaman için zor olmuştur. Yöre insanı mücadeleci, çalışkan, içten bir karakter taşır. Bununla birlikte Artvin, stratejik konumu itibarı ile de kültür sirkülasyonunun yaşandığı bir ildir. Artvin Halk Oyunları, Karadeniz - Kafkas ve Doğu Anadolu'ya has özelliklerin harmanlanmış olduğu bir estetiğe sahiptir.
Artvin yöresel oyunları kendi içinde; sadece erkeklerin oynadığı sadece kadınların oynadığı ve hem erkek hem de kadınların oynadığı oyunlar olarak sınıflandırılabilir. Ezgi ve figür bakımından en zengin yöremizdir.
1936'da İstanbul'da yapılan Balkan Festivali'ne Artvin ekibi de katılmıştır. 2 Eylül gecesi Beylerbeyi Sarayı'nda Atatürk'ün huzurunda gösteri yapan Artvin ekibi, Artvin Barı'nı oynarken, Atatürk de oyuna iştirak etmiş ve sonuna kadar oynamıştır. Bu hatıra üzerine Artvin halkı da oyunun ismini ATABARI olarak değiştirmiştir. Oyunun sözleri de artık "...Atamızdan yadigâr bizde Atabarı var..." şeklinde söylenmektedir.
Çalgı olarak akordion, davul-zuma, tulum, kemençe, mey ve def kullanılmaktadır. Başlıca oyunlar ise; Sarıçiçek, Deli Horon, Düz Horon, Hemşin Horonu, Coşkun Çoruh, Karabağ, Uzundere, Kobak, Cilveloy, Atom ve Atabarı'dır. Yöremiz ili bilindiği gibi Artvin dir.Ve ilçemiz de uzun zamandır Artvin yöresi oyunları kurum ve kuruluşlar tarafından sıkça oynatılmaktadır.Çünkü ekiplerimizin yarışmalara katılmaları, ancak bir milli oyun sıfatını almış yöre oyunları oynamalarına bağlıdır.Yani bir anlamda da bu oyunları oynamaya mecbur bırakılmaktadır.Çünkü kendi yöresel oyunumuz milli oyun sıfatında değildir, yani gerekli yerlerden tescilden geçmemiştir.Ve böyle olunca da kendi oyunlarımızı zaman la unutup köreltme noktasına getirmişizdir.
Kısaca bizim üstümüze düşen,oyunlarımızı belli noktaya getirebilmek için, belli başlı araştırmalar yapıp kendi oyunlarımızı ve kendi müziğimizi bulmak ve bunları en iyi şekle getirip yaşatmaktır.Yöremizde her şeye rağmen azda olsa unutulmayıp hala köylerimizdeki düğünlerde oynanmakta olan oyunlarımız ne iyi ki akıllarda kalmayı başarmış.Fakat bir çok oyunumuz öylesine terk edilip atılmış ki, insanın kendi yarattığı oyunları ileri ki nesillere taşıyamaması o yöre halkının tüm özelliklerini yitirmesine yol açmaktadır.Öyle ki yıllarca ne karakteriyle nede müziği ile bizimle hiçbir ortak özelliği olmayan, Artvin oyunları oynanmıştır ve oynanırken de kendi esas oyunlarımızı esas kültürümüzü ve müziğimizi kaybeden bizler olmuşuzdur.Fakat bu kitapta yapılan araştırmaların devamı geldiği taktirde yeni nesiller tarafından sevilerek ve beğenilecek olması ve bunun sonucunda da insanlarımızın belli bir aradan sonra tekrar kendi oyun ve müzikleri ile tanışmaları yöre kültürüne çok büyük katkısı olacaktır

14 Aralık 2007 Cuma

Artvin Devlet Hastanesi

ULTRASONOGRAFİ CİHAZI ALINDI...

Meme, tiroid, boyun, yumuşak doku ve diğer tüm yüzeyel doku incelemeleri, pediatrik hastalarda kalça çıkığı amaçlı, damarların renkli incelemesinde kullanılır. Gerektiğinde biyopsi de alınabilecek transrektal, transvaginal ultrasonografi yöntemlerinde de kullanılmaktadır.
Cihazın Özellikleri :
Logiq S6Premium Seviye Yeni GE Ultrasonografi Sistemi
Raw Data Görüntü Oluşturma, Post-process Ölçüm, Arşivleme ve Geniş Arşiv Kapasitesi
Geniş Aplikasyon ve Prob Seçenekleri
Kolay Kullanım, Ergonomik Dizayn, Dokunmatik Ekran
Otomatik B-mode Color ve Doppler Optimizasyonu
B-Flow (Ops)
Kontrast Harmonik (Coded Contrast Harmonic) (Ops)
LOGIQView Panoramik Görüntüleme
Real Time Doppler Hesaplama Paketi
Entegre Hafıza ve Entegre DVD Sürücü
Genel Amaçlı Problar, Matrix, B-Plan Transrektal, İntraoperatif, Kardiyak Problar.
CrossXBeam (Ops)
Speckle Noise Reduction (Ops)
Real Time 4D ve Volumetrik Probu (Ops)
BİYOMİKROSKOP CİHAZI ALINDI...


Biyomikroskop ile göz muayenesi:

Biyomikroskop cihazı önündeki görüntüyü 5 ila 40 kat arası büyütebilen bir çeşit mikroskoptur. Doktorunuz sizi bu cihazın karşısına oturtarak başınızı sabit tutmanızı ister ve göz kapaklarınızın dış ve iç yüzeyini, konjonktiva, sklera, kornea, ön kamara, lens, iris gibi göz dokularınızı kat kat büyütülmüş haliyle ayrıntılı olarak inceler.


OTOMATİK SIRA ALMA CİHAZI(KIOSK) HİZMETİNİZDE !!!

Artvin şehir merkezine kurulan Çözüm Kiosk Sistemi sayesinde hastalar hastaneye gitmeden de (klasik) hasta kayıt işlemlerini gerçekleştirebiliyorlar.
Kiosk cihazını kullanabilmeniz için hastanemiz hasta kayıt memurları tarafından size verilmiş olan dosya numarası (genellikle sağlık karnenize yapıştırılmış olan etikette yazılıdır) gereklidir. Bu dosya numarasını 1 kere elde ettikten sonra hastanemizde daha sonra yaptıracağınız muayene işlemleri için kiosk cihazını kullanabilirsiniz.
İnternet üzerinden güvenli ve şifreli veri iletişimi sağlayan bir teknoloji olan VPN (Virtual Private Network) bağlantısıyla hastalar hasta kayıt işlemlerini şehir merkezine yerleştirilen kiosk aracılığıyle yapabiliyor. VPN bağlantısı Firewall cihazı üzerinden iki modemi birbirine bağlıyor. Hastanede bulunan servera bağlı olan modem ile Kiosk cihazına bağlı olan modem arasında bağlantı kurarak şehir merkezinden hastaların Çözüm Hasta programına ulaşmasını sağlıyor.
Cihazın kullanımı ile ilgili ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

DANIŞMA HATTI AÇILDI...

Hastanemizde danışma hattı açılmış olup hastane telefonlarından (04662121040 - 04662121059 - 04662121531 - 04662122840 - 04662128313) 3'ü tuşlayarak hastane hakkında sormak istediğiniz bilgilere ulaşabilirsiniz.

PATOLOJİ LABORATUVARI HİZMETE AÇILDI ..




Hastanemizde Patoloji Laboratuvarı açılmış olup biyopsi, hücre taraması gibi işlemler yapılabilecektir. Devamını okumak için tıklayın....



OTOMATİK SIRA ALMA (KIOSK CIHAZI) KULLANIMI



Hastanemizdeki kiosk cihazını sayesinde kendi sıranızı kendiniz alabilirsiniz. Peki cihazı nasıl kullanacaksınız? Kullanım ile ilgili detaylı bilgi verilmiştir. Detaylı bilgi için tıklayın...




HASTANEMİZE 2 ADET ULTRASONOGRAFİ CİHAZI ALINMIŞTIR...



Hastanemize 2 adet ultrasonografi cihazı alınmış olup, kadın hast. ve doğum polikliniğinde ultrason ile gebelik takibi yapılmaktadır. Devamını okumak için tıklayın...


HASTANEMİZE KEMİK ÖLÇÜM CİHAZI ALINMIŞTIR...




Hastanemize kemik ölçüm cihazı alınmış olup, kemik ölçümü yapılmaktadır. Devamını okumak için tıklayın...

HASTANEMİZE MAMOGRAFİ (meme filmi) CİHAZI ALINMIŞTIR...




Hastanemize mamografi (meme filmi) cihazı alınmış olup, hizmete başlanmıştır. Devamını okumak için tıklayın...